Pazartesi, Ocak 26, 2009

astayım


bu bir ölçüyse yatak döşek hastayım.
tylolhota olan inancım sarsıldı.
yatmaktan mütevellit gınamı sağa sola serpiştireyim diye de film* izleyip duruyorum.
aslında örgü öreyim dedim,bir yumak ip bir adet de tığ aldım elime, ama sonra ipin rengini beğenmeyip vazgeçtim.dışa vurduğum neden bu olsa da içten içe örgü bilmediğimi ve daha önce elime hiç tığ,şiş vs. almadığımı farkettim.
ehöm neyse bu bir kayıp değildi, umarım bundan sonra da olmaz.


iç çekiş:olmaz olur mu ya,ben de isterim şöyle rengarenk amigurumi oyuncaklar öreyim,ilerde çocuklarıma ciciler biciler öreyim, konuya komşuya göstereyim, kermeslere göndereyim...

hastalık çok sarstı beni.

*The Curious Case of Benjamin Button, Slumdog Millionaire, Old Boy,Bee Movie.
benjamininki gerçekten tuhaf bir hikayeydi, slumdog beğenimi kazanıp benden 8 puan almayı haketti:p
film demişken benim gibi Wall-e yi izlemeyi unutmuş,arada kaynatmış olanlar olabilir.ancak geçen ay izleyebildim.geçirdiğim onca zamana yazık dedim.daha tatlısı olabilir mi ya? bilemiyorum.

Pazartesi, Ocak 19, 2009

dünya dönüyor eve

her zamanki şeyler, geçim derdi vs.
ömrümüz usulca çekiliyor göndere.

yürüdükçe yoruyoruz seni yol,
insanlık öldükçe nüfus artıyor.

ah diyorum, ne yapayım ben?
gökyüzü kalıyor bizden geriye
çalışmak, çabalamak, yine de...

yer arıyorum üzülmek için,
eskiler pişermiş kısık ateşte
ayağa düştü şimdi büyümek bile.

sıkılmak gibiyim sonuna doğru
ne çok istiyorum akşam olmayı,
yanağa yaklaşan öpücük gibi,
uykunun kolllarına dalmayı...


i.tenekeci(ağır misafir'den)

vakit

"Caminin yakında, ezanın uzakta olduğu bir yerde yaşıyoruz. Bize daveti duyuran, evdeki ezan okuyan saatimiz oluyor genellikle. Bir vaktin daha gelip geçtiğini, yenisinin de hemen tükenmeye başladığını haber veriyor. Bu ara en çok bunu söylüyor.

Korkuyorum. Zaman hiç böyle koşar gibi görünmemişti gözüme.

...

Kibirden, riyadan ve en çok ucubdan Sana sığınırım diyorum

...

Vaktim doluyor, sanki ben her gün biraz daha boşa çıkıyorum.."


tamamı

Perşembe, Ocak 15, 2009

görevliden başkası binemez

herkes iletisine "karların üstünde donmak üzeresin,uyku tatlı geliyor şimdi ama aslında öldüğünün farkında değilsin.." yazmıs. çok da benimsenmiş anlaşılan.
ben olsam baskasının yazdıgı seyi yazmam.yazdıysam silerim.zaten filmi de izlemedim herkesin dilinden düşmüyor diye.arkadaşım bu durumumu "züppe etkisi" girmiş senin içine diyerek özetlemişti.apocalyptica metallica şarkılarını coverlayınca apocalyptica dinlemeyi bırakmadım belki ama çok fazla gündeme gelmemiş, küçük bir kitlenin bildiği, sevdiği kimseler/müzikler herkes tarafından tanınınca ve sevilince...züppe.

halka değil fil olan kağıt havlulardan alınca yanında fil şeklinde kalemlik veriyorlar.sevimli
ancak ortalama bir kalemin boyuna nazaran küçük kalıyor biraz.
içine pamuk doldurup fermuarını kapadıktan sonra banyoya sabun vs.nin oldugu sepete koydum ben de.
henuz sekizinde olan kardesim banyoda ellerini yıkayıp çıktıktan sonra iç geçirerek kendi kendine söyleniyor:
"banyodaki fil çok tatlı,keşke içine pamuk doldurmasalarmış,bundan çok güzel kalemlik olurmuş"

bugün danışmanımla birlikte neden iktisat okuduğumuz üzerine uzun uzun konuştuk,
sonuç: felek,çember vs..

boykot

sen,
büyük patron, milyarder, fabrika sahibi,
sen mi büyüksün?
hayır beeen,
ben büyüğüm,yaşar usta..


münir ozkul(bizim aile filminden)

Perşembe, Ocak 01, 2009

flstn

sessizlik!