Çarşamba, Ekim 29, 2008

kabul günü

kanalları dolaşıyorum.
oldum olası sevmişimdir gezmeyi.
kırmızı giyinmiş sunucu bayan bağıra bağıra cumhuriyetimizin 85. yıldönümü kutlu olsun diyor.
sonra stüdyodaki kişinin talibi gelmiş,onu davet ediyor.
...
kırmızı giyinmiş bir bayan sunucu diğer kanalda
Atatürk portresine karşı:
Atam Atam sen hiççç merak etme biz izindeyiz..
yüzü resme dönük,birebir hissetmek istiyor.
sonra üstü başı dökülüyor.
...
kırmızı giyinmiş bir adam onuncu yıl marşını seslendiriyor süper sesiyle.
sonra son günlerin yıkıp geçiren şarkısının sahibiyle koyuu bir sohbete dalıyor.
...
kırmızı giyinmiş bir kadın...
sonra kapı zili.
çok şükür.

Salı, Ekim 28, 2008

reenkarnasyon II

rüyamda bloğuma ulaşamıyordum bir türlü.
rüya işte,uyandım ve bitti.
Türkiye'nin kredi notu yükselse bu kadar makbule geçerdi hani.

Perşembe, Ekim 16, 2008

yaprak dökümü

.........

eylül toparlandı gitti işte
ekim filan da gider bu gidişle.
...

t.uyar

Salı, Ekim 14, 2008

bir çok giden memnunki yerinden..

"bir bloğum olmalıydı tez zamanda,oldu mesudum.
insanı hafifleten bir şeyler..yazma hissi de bunlardan biri olsa gerek. insan yazdıkça sanki daha da sakinleşiyor." demiştim bloğu törenlerle açtığım gün.
evet hala çok mesudum.
bir zaman sonra da şunları dökmüşüm satırlara."..küreselleşen dünyada bloğumun sürdürülebilirliği konusunda fikir sahibi olmaya çalıştım. Mevzu derin, hayat kısa, sanat uzun...**Alt limit bir yıl diyorum.Kabul edenler?Edilmiştir. Geçen yıl bu zamanlarlı cümleler kurmak, zaman ne de çabuk geçiyor Mona ,saat onikidir demek,ayayayyy.

Söndü lambalar.Hadi uyuyalım da turnalar girsin rüyamıza."

velhasıl çok iddialı olmamak gerek:)
diyorum ya hep hayat ne tuhaf.
gerçekten öyleymiş,bloğumla beraber o kadar çok şey oldu ki hayatımda, yazmaya alıştım sanmışken, birden uzağında buldum kendimi.yetişemedim peşinden.
göründüğü kadar kolay değilmiş,vakit ayırmak,emek harcamak gerekirmiş.bugün de lakırdı'da okuyunca,hah dedim agzımdan aldınız.

yo yoo bir yere gittiğim yok,buralardayım yine ben.boynumu da büktüm.sadece üç beş okuyucusu olan bir blog yazarı olarak bu işin hakkını veremediğimi farkettim ben de.çok hevesli olmak,yaşanılanları biriktirmek yetmiyor tek başına.
yazmak başka zanaat.
siz daha iyisine mi layıksınız ne:p