Cumartesi, Şubat 16, 2008

dokunmayın trt'me gariptir

"..trt ile gönül bağım.."
kaldığım yerden...trt'nin yılbaşı programı hatta bütün olarak trt'nin gerekliliği üzerine yazılan bir yazıya yorumumdu bu. evine dönsün dedim. istedigin yere gec lutfen.
GİRİŞ:
TRT çocukluğum(uz)un tek eğlencesi değildi belki, zira sokaklarda doyasıya, kaygısızca ve korkmadan oynayabilen bir kuşaktık biz (80 lerin sonunda doksanların başında çocuk olmak) ama farklıydı.Televizyon TRT idi, TRT televizyon.İçine onca şeyin nasıl sığdığını anlayamadığım akıllı kutuydu o. Gayet özel bir “şey”di benim için. Evet şeydi. Kanal deyip geçemeyecek kadar mühimsiyordum yani. T(u)subasanın son saniyede attığı gollere acayip mutlu olurduk ailecek. Sonra Georgia vardı, onu seven iki yakışıklı çizgi karakter vardı ama sonunu hatırlayamadım çizgifilmin. Sahi nasıl bitiyordu? Georgia hangisiyle evlendi? Sanırım o ara özel kanallar tek tek yayına başladı. Ben de eski alışkanlıklarımı bir kenara bırakmış olmalıyım. Nils ve uçan kaz, Susam sokağı, Dallası hatırlıyorum çok az da. Perihan Abla, Erkan Yolaç … Bir de saat yedide çıkan bi bayan vardı, edebiyat, sanat, kültür konularından konuşurdu. Hala var kendisi. Maşallah demek istiyorum buradan. Hatırlayamadığım için ismine yer veremediğim karakterlerden özür diliyorum. Hepsini saygıyla anıyorum.

GELİŞME:
Dışarıda daha az vakit geçirdiğimi farkettim sonra. Büyüdüm galiba o aralar. Ben büyürken de bir sürü özel kanal açıldı tabi. Renkli bir dünyanın kapılarıydı. Kumandada ilk tuşta kayıtlı olmasına rağmen (hala öyledir, saygıdan olsa gerek) eskisi kadar açılmaz oldu. Sevimsiz koroları gelir gözümün önüne. Klasik Türk Müziği’ne yıllarca uzak kalmışsam müsebbibi TRT’ dir. Daha yeni yeni atıyorum üzerimden de birer ikişer dinlemeye başladım. Büyüdüm dedim ya, zaman geçti biraz daha büyüdüm. Hatta biz büyüdük ve kirlendi dünya diyor ya şarkıda, onun gibi olsa gerek. Büyüyünce tamamen duygusal olarak (yazık seni izleyen yok mu nevinden acıma duygusu, Türk vatandaşı olarak vicdani sorumluluk duygusu, nadiren de olsa diğer kanallarda bulamadım TRT’de kesin vardır duygusu… gibi duygular) izleme oranımı artırdım. Çok tv izle(ye)meyen birisi olarak (gerçekten ) , arada güzel işler yaptığını düşünüyorum. Ama o kadar uzun aralıklarla yapıyor ki bunu, devletin bir yayın organı olması fikri sevimli gözükmesine rağmen, böyle olacaksa hiç olmasın diyesi geliyor insanın. Açıkçası bu saatten sonra da hazırladığı dizilerle, eğlence programlarıyla kolektif bir bilinç oluşturup topluma ve diğer kanallara örnek olacağını sanmıyorum. Evet sanmıyor olduğuma göre başka planlarım olmalı.

SONUÇ:
Yandı bitti kül olmadı tabi her şey. Ya da oldu belki de ben çok Polyanayım bu aralar.Elinde her alanda müthiş geniş arşivi olduğu herkes tarafından bilinen TRT bunları güzel sunumlar eşliğinde paylaşsa çok da güzel olur. “Önce alışveriş sonra fiş ” dışında özendirici ya da örnek olabilecek alternatif yapımlar mutlaka çıkacaktır. Ama öncelikli olarak özel kanallarla rekabet politikasından vazgeçilmelidir. (-meli, -malı, hımm yani geçilse ne güzel olur değil mi?) Özel kanallar ne veriyor ki bize (tenzih ettiğim bir çok program da var elbette, burda mevzu bahis olan şuur(suzluk) sorunu yaşayan medyamız) onlara yetişmeye çalışılıyor, anlamış değilim. Daha özgün daha özel daha kaliteli daha dolu bir şeyler beklerim. Daha çok mu beklerim? TRT’de hep bir reform muhabbeti döner durur, döner durur, durur…

Bugün size TRT ‘yi ve çocukluk anılarımı anlattım. İyi günler.
(Tam burda ekran donsun ve cam bir sürahi konsun)

Önemli not: İş bu kanal münferit bir olaydır.
Az önemli not: İş bu yazı, “herkes yazıyor ben de yazayım, geç kalmayayım” niyetiyle yola çıkılarak tasarlanan ve ”those were the days” konseptinde yazılmış klasik bir eskiye özlem yazısıdır.Kişi ve kurumlar tamamen gerçektir.
Alakalı alakasız not: Yılbaşı programından sonra TRT 1′e Tarkan Radyo Televizyonu diyenler de olmuştur.
Son not: Cümle aralarına çok parantez açtığımı farkettim.Parantezi okuyacağım derken okuduğunu anlamayabiliyor insan. Ama ben okuyucunun zeki ve anlayışlı olanını severim. Öyle işte.