"..sonra eve döndüm, ömrümü uzatmak için biraz şiir çalıştım." diyordu.Bugün bunu düşündüm. Düşünüşler düşüşlerden evvel olmalı deyip düşünüyorum bazen, düşünmediğim zaman da düşmem gerekiyor sanırım.Düşünüşmüş, düşüşmüş.. Ne kadar da bana ait değil.Çok güzel özlü söz yapamam belki ama tadından yenmez alıntılar yapar oraya buraya bkz. verebilirim. Boşluklara çiçek böcek çizmek dışında yaptığım en iyi şeylerden biri olabilir bu. Hatta bütün bloğu, cam çerçeve kapı pencere ve tüm yazılarıyla birlikte başka yerden kopyalayıp altta sadece dip not göstererek içimi rahatlattıktan sonra kendime atıfta bile bulunabilirim; dipnotted by aslıhan. O kadarım.
Bir şeyler yazmak ve insanın ömrünü uzatması...Yokluğumda ." muhterem şeftali ve türevlerini çok severdi, en son .. ile gitmiştim buraya, ayy bu şarkıya/şiire de bayılırdı" der canım eşim dostum, hatırlanır mutlu olurum. Ama yabancı birisi de çıkıp "biliyorum bu ismi, bir kaç eserini okumuştum( hadi eserden geçtim ), blogu vardı, yazardı" demez yani. Niye desinki zaten. Ben olsam ben de demem, ölsem demem.
Niye böyle bir yazı yazdım? Uykusuzluktan etrafta garip nesneler görmeye başlamama rağmen pisiyayı kapatıp yatağa kadar yürüyecek olmamı(yaklaşık 73cm) geciktirme duygusu sebep olabilir. Evet iflah olmaz bir tembelim ya da yaşlanmış olabilirim.
Yaşlandım ey halkım, unutma beni!
""Çok marifettin, hemen de notlarının arasından konuya ilişkin bir kaç dize bulur ve yazar. Evet not tutuyor kendisi, nytimes okuyup, klasik müzik de dinliyor:p""
"...
ne kalır ne kalır
tuz gibi susayan, nane gibi yayılan
dokuzu unutulmus on yüz mu kalır
onu da unutulmuş bir şiir belki kalır
on çizik, on çizik, on dudak izi
aşklardan sevgilerden
suya yeni indirilmiş bir kayık gibi
akıp geçmişsem, gidip gelmişsem
bir de bu kalır.
ne kalır benden geriye, benden sonrası kalır
asıl bu kalır.
on yerde adım geçse geçmese
dağlardan tepelerden inen bir düzlüktüm, anlaşılır
..."
edip cansever/sonrası kalır'dan(Allah uzun ömür vermesin mi şimdi?Versin.)
Peki benden ne kalır? Baki kalan gökkubbede hoş bir seda?
7 yorum:
Bak oldu işte…
Ne kalır bize diye düşündüğümüz, gün gün aklımıza biraz daha az getirdigimiz yürek sızımız ağır ağır terk eyledi bizi.
Peki dostum söyle, nedir kalan bize?..
Ben söyleyeyim;
Daha az acıyan bir yürek,
Daha az gülen gözler,
Daha az ağlatan şarkılar…
Daha az güven, daha az umut, daha az hayal…
“ bağlanmayacaksın bir şeye öyle körükörüne, o olmazsa yaşayamam demeyeceksin. Demeyeceksin işte, yaşarsin çünkü…”
Yaşadık işte. Ne tarafımız yaşlandı bu izle?
Evet “onsuz olmazdı, olduğu kadar da olmazdı…” suydu o, nefesti, sesi ilaçti.
Gitti... ve bugün, yokluğunun bilmem kaçıncı günü…
Birbirimizden bihaber yaşayacağımız günlerin baştan bilmem kaçıncısı.
Hayat ne garip.
“ bugün günlerden yokluğun. Durmadan unut beni. Terminalleri unut. Onlar unutmaz seni…”
Bir gün teşekkür edeceğim ben de Tanrıya… onu çok mutlu gördüğüm için.
"bugün günlerden yokluğun" ne vurucu bir cümle olmuş.
Bize de böyle cümle kuranlar olur mu, oldu mu, belki..
olmaksızın yaşamak için tek taraftan bakmak gerekir gibiydi belki..belli ki..öyle..
yazmalısın.
tevafuken uğradım.yoksun.
neden gittin?
temmuzdan aralığa çok zaman geçmiş.
dönsene seferinden.
atilla ilhanı sevmem.
yazdiklarim iyice ozumsensin diye zaman verdim okuyucuya.
tabi ukalayimdir da.
biliyor musun aslinda surekli bloguma post yaziyorum zihnimde.
buraya donmek,onca yollardan sonra yeniden yollara dusmek ne kadar surer bilmiyorum.
cok surmez.
umarim.
ilkkez sık kullanılalara bir blog ekledim.
çok fazla "gazlı" cümleler kuramam. bir ukalada benimdir :p
ama madem sen blogculara atılmış bir torpilsin,bende sana torpil geçeyim dedim.dedikten sonra geçtim.geçtim dedikten sonra da aslında demede önce geçtiğimi farkettim.
önemsemedim.
böyle...
şşşşş
yoksun hala?
Yorum Gönder