Pazar, Mart 23, 2008

cik cik cik

Açılış: Ben'den

Sabah namazını Eyüp Sultan'da karşılamayı hayal ederken buldum kendimi az evvel. Sonra günün ilk ışıklarıyla insanların uykulu uykulu yollara düştüğünü gözlemlemek- insanların uyanmak için değil de işe geç kalmamak için yataklarından doğrulmasının tezahürü tespiti, acılı biraz- , belki fotoğraf çekmek, çekilmeyedebilir, bir yandan kuşlar olsun etrafta, cik cik cik, sadece oturup izlemek sadece durup dinlemek. Bu kadar kolayken gerçekleştirmek ve bu kadar lütufkâr bir şehirdeyken neden ertelediğim hakkında bir fikrim yok.

Eyüp,kuşlar ve cikcik lise yıllarıma götürdü beni az evvelin üstünden çok geçmeden. Annemin "sen daha uyumadın mı'sına" ve İbrahim Paşalı dinlediğim gecelere, "Gece Yürüyüşü'ne"..Belki O'nun yüzünden radyo programcılığı sevimli gelmeye başlamıştı. Bilemiyorum, bilinçaltıma inme işini ilk psikiyatrik randevuma bırakıyorum. Daha sonraları radyo yayınlarını pek takip edemesem de yazılarını okumaya çalıştım sıkça. E kuşlar diyeceksiniz, cik cik, nerden nereye geldin? Ben de onu diyorum aslında nerdenn nereye...Kuşlar, cik cik cik, ben, cik, uyku. Evet uyku, iyi geceler Eyüp, su dök hayalimin arkasından..

Kapanış: Paşalı/Minimini'den

...

“Allah’ım ölenlere rahmet eyle, kalanlara uzun ömür ver!” Cemaat bu cümleye sesini iyice yükselterek, büyük bir coşkuyla amin diyerek karşılık veriyor. Bense reddediyorum bu duayı.Kuşların cikciklerine amin demeyi tercih ediyorum.

-Cik cik.
-Amin!
-Cik cik cik.
-Amin, amin, amin.

...

-Allah’ım, rekabet etmekten korkanlardan eyle, zarif erkeklerden ve kadınlardan eyle.
-Cik cik cik.